tarih 1 ders notlarım!!

Tarih dersi hakkında sorularınızı, cevaplarınızı, bildiklerinizi paylaşabilirsiniz...
Cevapla
Kullanıcı avatarı
TombikBey
Acemi
Mesajlar: 54
Kayıt: 21 Nis 2018, 20:15

tarih 1 ders notlarım!!

Mesaj gönderen TombikBey » 26 Nis 2018, 18:16

Tarihin konusu, zaman içinde yeryüzündeki insan faaliyetleri, farklı etkilerle meydana gelen değişimler ve insan eylemlerinin sonucunda ortaya çıkan eserlerdir.
Birinci el kaynaklar (Ana kaynak) Olayın geçtiği döneme ait belge ve buluntulardır: Kitabe, abide, arkeolojik buluntu, para vb.
İkinci el kaynaklar Olayın geçtiği döneme yakın ya da o dönemin kaynaklarından faydalanılarak meydana getirilen eserlerdir.
Sözlü kaynaklar Efsaneler, destanlar, menkıbeler vb.
Yazılı kaynaklar Tabletler, kitabeler, fermanlar, beratlar vb.
Sesli ve görüntülü kaynaklar Resimler, fotoğraflar, filmler, video bantları vb
Gerçek eşya ve nesneler Arkeolojik buluntular ile tarihî eşya ve nesneler
Kronoloji Geçmişten günümüze meydana gelen olay ve olguların zamanını tespit ederek sıralar. Coğrafya İnsan ve mekânın karşılıklı etkileşimini araştırır.
Diplomasi Siyasi belgelerin cins, şekil ve içerik olarak değerlendirmesini yapar
Arkeoloji Kazı yolu ile toprak ve su altındaki maddi kalıntıları ortaya çıkarır
Heraldik Tarihte devletlerin kullandığı armaları inceler.
Etnografya Toplumların örf, âdet, gelenek ve yaşayışlarını inceler.
Antropoloji İnsan ırkını inceler ve kültürlerin gelişimini araş- tırır.
Nümizmatik Tarih içerisinde basılan paraları inceler
Paleografya Yazıları, alfabeleri ve bunların zaman içerisindeki değişimlerini inceler.
Filoloji Dillerin tarihini, gelişimini ve değişimini araştırır.
Epigrafi Kitabeleri inceler.
Tarihte “Türk” adının geçtiği yazılı ilk metinler Orhun Kitabeleri’dir
12 Hayvanlı Türk takvimi, Türklerin kullandığı ilk takvimdir
Hicri takvim, Türklerin İslamiyet’i kabul ettikten sonra kullandığı takvimdir.
Miladi takvim, günümüzde dünyada en yaygın kullanılan takvimdir
Hikâyeci tarih yazıcılığını başlatan Herodotos tarih kelimesini, “İnsan topluluklarının başından geçenleri, kaydetmesi yoluyla ortaya çıkan bir bilgidir.” anlamında ilk kez kullanmıştır.
Öğretici (pragmatik) tarih yazıcılığı olarak bilinen bu türde Thukydides tarihî olayları değerlendirme ve yorumlama ile anlatıyı birleştirmiştir. Öğretici tarih yazıcılığında amaç, tarihî olayları öğrenerek faydalı bir sonuç çıkarmaktır
Yazının icadından önceki dönemde insanın hayat tarzı avcılık ve besin toplayıcılığı şeklinde başlamıştır. Hayat tarzına bağlı olarak beslenme biçimi gelişen insanoğlu, besin kaynakları bulabilmek için yer değiştirmek zorunda kalmıştır. Bu yaşam biçimi uzun süre devam etmiş ve zamanla etin yanında çeşitli yabani meyveler ve bitkiler de insanın yiyecek türleri arasına girmiştir. İnsanoğlu, kendiliğinden yetişen yabani buğday, arpa, çavdar gibi tahılları toplayarak kullanmıştır. Daha sonraki süreçte insanlar bu yabani tahılları ıslah ederek kendi kontrolünde planlı bir tarımsal faaliyete başlamıştır. Böylece bölgedeki avcı ve toplayıcı toplumlar giderek üretici konuma geçmiştir. Tarıma geçişle birlikte keçi, koyun, sığır, domuz, at ve köpek gibi hayvanlar evcilleştirilmiş ve günümüzdeki köy yaşamına benzer yaşam biçimleri oluşturulmuştur. Ancak konar-göçer yaşam tarzı, avcılık-toplayıcılık faaliyetleri ile birlikte sürdü- rülmeye devam etmiştir. Çok uzun süren avcı-toplayıcı ve konar-göçer yaşam tarzı artık tarım yapılan, hayvan evcilleş- tirilen ve köylerde yaşanan yeni bir sürece girmiştir. Böylece insanın yaşam biçiminde ve üretim-tüketim alışkanlıklarında devrim niteliğinde değişiklikler yaşanmıştır. Yerleşik yaşam ve tarımsal üretim sonucunda daha kolay beslenme yollarının öğrenilmesi, nüfus artışına yol açmıştır. İnsanoğlunun, verimi yüksek tahılları seçmesi ve tahılların sulak bölgelerde ekilebileceğini anlaması, insanlık tarihinde ilk defa tarımsal üretime dayanan bir ekonominin oluşumunu sağlamıştır

Yazıdan önceki dönemde insanlar, iklimin meydana getirdiği yaşam biçimine bağlı olarak geniş alanlara yayılmış; böylece mağara ve kaya sığınakları içinde küçük gruplar hâlinde seyrek bir biçimde yaşamıştır. Mağara tabanlarında bu insanlara ait eşyalar bugüne kadar korunagelmiştir. Çünkü insanoğlunun bıraktığı bu kanıtlar mağara tabanının doğal etmenlerle, su akıntılarıyla, yavaş yavaş akan toprakla dolması sonucunda insanlara ait eşyalar bozulmadan günümüze kadar ulaşmıştır

Yazının icadından önceki dönem olan tarih öncesi devirler sınıflandırılırken insanların kullanmış oldukları araç-gereç ve madenlerden yola çıkılmıştır. Buna göre tarih öncesi Taş Çağı ve Maden Çağı şeklinde dönemlendirilmiştir. Yazının icadıyla birlikte tarihî çağlar başlamıştır. Taş Çağı: Eski Taş, Orta Taş ve Yeni Taş Çağı olmak üzere kendi içinde çağlara ayrılırken; Maden Çağı da Bakır, Tunç ve Demir Çağı olarak dönemlere ayrılmıştır. Zamanla bu dönemlendirmeye, üretim ve yerleşme biçimiyle yaşam koşullarını belirleyen diğer etkenler de eklenmiştir.
Tarih öncesi devirlerin, başlangıç ve bitiş zamanları bölgelere göre farklılıklar gösterir. Yazıdan önceki dönemlerde bütün insanların aynı sıralamayı takip etmemesi, tarih öncesi devirleri birbirlerinden kesin olarak ayırmayı zorlaştırmıştır. Bu nedenle tarih öncesi dönemlendirmede daha çok bölgesel olarak adlandırmalara gidilmiştir
Yerleşik yaşama ve medeniyete ait ilk yerleşim merkezleri yazıdan önceki dönemde görülmektedir. Anadolu’da Göbeklitepe, Çatalhöyük ve Çayönü gibi yerleşim yerleri bu dönemi aydınlatan önemli yaşam bölgeleridir.


İlk insanlar avcılık ve toplayıcılıkla hayatlarını devam ettirdikleri için besinin peşinden gidiyorlardı. İnsanoğlu tarımla birlikte yerleşik hayata geçince üretmeye başladı . Ürettiği ürünleri saklayarak kuraklık dönemlerini daha rahat atlatan insanlar, ürünlerinin fazlalarını satarak ticari faaliyetlerde bulundu. Diğer taraftan tarımın ortaya çıkışı toplumların siyasi organizasyonlarında değişime yol açtı. İlk tarım toplumlarında ekonomik ve sosyal organizasyonun temel birimi 10-50 aileden oluşan topluluklardı. Avcı ve toplayıcı topluluklara göre hayat standartları biraz daha iyileşen bu yerleşimler, zamanla büyüyerek kabile konfederasyonlarını oluşturdu.
İlk Çağ medeniyet alanlarına bakıldığında Mısır’da “nom”, Sümerlerde “site”, İyon ve Dorlarda “polis” adı verilen şehir devletleri kurulmuştur
Ülkeleri dışında ele geçirilen toprakları kendilerine bağlayarak bazen de kendi vatandaşlarını o bölgeye yerleştirerek genellikle ticari faaliyetlerde kullanmak amacıyla oluşturulan idarelere koloni denir. Bu kolonilerin devletin idaresinde aktif olarak kullanılmasına da kolonicilik denir
Kara koloniciliğinde ise Asurlular önemli bir yere sahipti. Asurlular, özellikle Anadolu’da pek çok kara kolonisi kurmuş ve yaptıkları ticaret yolları sayesinde Anadolu’yla güçlü bir ticaret bağı oluşturmuşlardı. Bu ticaret faaliyetleriyle Asurlular, Sümerlerden öğrendikleri yazıyı Anadolu’ya getirerek burada tarih çağlarının başlamasını sağlamıştır
İlk Çağ’ın önemli bir diğer medeniyet merkezi olan Mezopotamya uygarlıklarından Sümerlerde yönetici olan “Ensi”ler yani rahip-krallar; en yüksek rahip, yargıç ve komutandı. Her kentte Sümerlerin saygı duyduğu tanrılara adanmış “ziggurat” adı verilen tapınaklar inşa etmişlerdi
İlk Çağ Anadolu medeniyetlerinden Hititler ve Urartular feodal krallıklardan oluşurdu. Yerel krallıkların kendi içlerinde belirli yetkileri olsa da merkezî krallığa karşı sorumlulukları bulunurdu. Hititlerde kralın yanında Pankuş adında bir meclis vardı. Kral, alacağı kararlarda bu meclise danışırdı. Tavananna denilen kraliçe de yönetimde söz sahibiydi. Urartuların ise dağlık bir bölgede kurulmaları nedeniyle merkezî bir krallık kurmaları zordu. Bu nedenle kabileler kendi bölgelerine hâkimken merkezdeki krala karşı da sorumluydu.
İlk Çağ’da Persler; İran, Anadolu, Mezopotamya, Mısır ve hatta Yunanistan’ın bazı bölgelerini içine alan büyük bir imparatorluk kurmuşlardı. Bu kadar geniş toprakları yönetmek için de Satraplık denilen eyalet sistemini oluşturmuşlardı. Bu sistemde ülke eyaletlere ayrılmış ve eyaletler Satrap adı verilen idareciler tarafından yönetilmişti. Satraplar merkezden gönderilen memurlar tarafından denetlenmişti. Ayrıca merkezî otoriteyi güçlendirmek ve eyaletler arasında iletişim kurmak amacıyla Persler, gelişmiş bir posta teşkilatı kurmuşlardı. Mısır’da güney-kuzey yönünde ülkeyi baştan başa geçen Nil Nehri, medeniyetin oluşmasında etkili olmuştur. Ülke çöllerle ve dağ- larla çevrili olduğu için istilalara açık değildi. Mısır’ın ilk dönemlerinde küçük köyler şeklinde oluşumlar görülürken zamanla bu köyler birleşerek Nom veya Nome denilen şehir devletlerini meydana getirmiştir. Her şehir devletinin başında kendi yöneticileri bulunurdu. MÖ 3000’lerde Efsanevi Kral Menes tarafından bu şehir devletleri birleştirilerek Mısır Devleti kuruldu



Tarihî çağların başladığı yer olan Mezopotamya’da ekonomik hayatın temeli tarımdı. Kuraklık ihtimaline karşı ürünün depolanması ve dağıtılması amacıyla Sümerler, tapınaklarını depo olarak kullandılar. Bu ürünleri kayıt altına almak için kullanılan semboller sayesinde çivi yazısı icat edildi. Mezopotamya’da medeniyetin gelişimi yazının bulunmasıyla hız kazandı. İhtiyaçları karşılamak adına yapılan uzak mesafeli ticaret, bölge ekonomisi için hayati bir rol oynuyordu. Bu ticari faaliyetler Mezopotamya medeniyetinin başka bölgelere yayılmasına da yardımcı olmuştur. Mezopotamya’da toplum; soylular, din adamları ve köleler gibi sınıflara ayrılırdı. Halkın çoğunluğu tarım ve hayvancılıkla uğraşan çiftçilerdi. Toplumda marangozlar, yazıcılar, çömlekçiler, mimarlar, duvarcılar gibi zanaatkârlar ve zengin tüccarlar vardı. Günümüz modern yaşamında hâlâ önemli olan ulaşım, mimarlık, madenlerin işlenmesi, çömlekçilik, dokumacılık, çiftçilik, kanal yapımı gibi pek çok medeniyet unsurunun temeli Mezopotamya’da atılmıştır. Ayrıca günümüzde de kullanılan çömlekçi çarkı, MÖ 4.500’lerde Sümerler tarafından kullanılmaya başlanmıştır. Medeniyetlerin ekonomik yaşam ve askerî yapılarında coğrafya belirleyici bir unsurdur. Mısır’da Nil Nehri etrafında verimli ovaların oluşması Mısır’ın temel geçim kaynağının tarım olmasını sağlamıştır. Mezopotamya’da topraklar özel mülkiyet iken Mısır’da tüm topraklar firavunlara aitti ve toprakları kullananlar kiracı durumundaydı. Üretim, devlet tarafından planlanır, vergiler ve kiralar ekili topraklardan düzenli olarak Firavun adına toplanırdı. Ticaretin; Firavun’un adamlarının denetiminde olması, Mezopotamya’da olduğu gibi bağımsız, zengin bir tüccar sınıfının doğmasını engellemiştir.
Nil’in sularının taşması sonucu tarlaların sınırları birbirine karışmış, bu tarlaları ayırmak için Mısır’da geometri ilmî gelişmiştir. Yine bu taşkınların zamanını tespit etmek için Mı- sırlılar güneş yılını hesaplamıştır. Ölümden sonraki yaşama inandıkları için ölülerini mumyalamışlar böylelikle insan vü- cudunu tanımışlar, tıp ve eczacılık bilimlerinde gelişmişlerdir
Mısır Krallığı silahlı güce önem vermiş ve donanımlı ordular kurmuştur. Ülkelerini genişleterek Mısır coğrafyasının dışındaki toprakları ele geçirmiş ve bu toprakları korumak için savaşlarmışlardır
Urartular, tarım alanlarının sınırlı olması nedeniyle daha çok hayvancılık ve madencilikle uğraşmışlardır. Taş işçiliğinde gelişen Urartular su kanalları, su bentleri ve mezar odaları yapmış, inşa ettikleri Van Kalesi günümüze kadar sağlam bir şekilde ulaşmıştır
Batı Anadolu’da zengin tarım alanlarına ve maden yataklarına sahip olan Lidyalılar, Kral Yolu’nu kullanarak ticarette geliş- miş ve büyük bir refaha kavuşmuştur. Friglerde ise temel geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Tarım, başta hukuk olmak üzere Frig toplumunda hayatın her alanını etkilemiştir. Dokumacılıkta da gelişen Friglerden günümüze kalan tekstil parçaları vardır. Bugün Batı dillerinde halı için kullanılan Tapates kelimesi Frigcedir. Hitit ekonomisinin temelinde toprağa bağlı üretim, yani tarım ve hayvancılık vardı. Hayvancılık sayesinde et, süt, deri ve yün üretimi yapılıyordu. Bunun dışında özellikle askerî alanda kullanmak üzere at yetiştiriyorlardı. Hitit toplumu hür insanlar olan soylular, tüccarlar, zanaatkârlar, köylüler ve kölelerden oluşmaktaydı.
Sasani Devleti’nde ise ekonomi, topraktan alınan vergilere dayanmaktaydı. Bu vergiler ile genellikle liman, köprü ve konaklama yeri gibi ticarete hız kazandıracak eserler yapılmıştır. Ayrıca vergiler ile ordunun ihtiyaçları ve savaş masrafları karşılanmıştır. Sasaniler, gelirlerini artırmak için üreticiyi destekleyen yasalar çıkarmış, zaten geniş olan ticaret ağını daha da büyütmüştür. Hint Okyanusu’nda, Orta Asya’da ve Güney Rusya’da uluslararası ticarete egemen olmuşlardır. Bu kadar geniş bir coğrafyada hâkimiyet kuran Sasani Devleti’nde, Perslerdeki satraplık sistemine benzer, daha merkezî bir eyalet sistemi uygulanmıştır.



_cid_
Doktor
Mesajlar: 324
Kayıt: 13 Eki 2017, 01:30

Re: tarih 1 ders notlarım!!

Mesaj gönderen _cid_ » 27 Nis 2018, 12:43

Çok naziksin, paylaştığın için teşekkürler.

Kullanıcı avatarı
TombikBey
Acemi
Mesajlar: 54
Kayıt: 21 Nis 2018, 20:15

Re: tarih 1 ders notlarım!!

Mesaj gönderen TombikBey » 27 Nis 2018, 12:59

:music:
_cid_ yazdı: 27 Nis 2018, 12:43 Çok naziksin, paylaştığın için teşekkürler.
Ben teşekkür ederim :) :music:

Jezxy
Onursal Üye
Mesajlar: 1890
Kayıt: 28 Nis 2017, 10:26

Re: tarih 1 ders notlarım!!

Mesaj gönderen Jezxy » 28 Nis 2018, 21:52

Çok Teşekkür Ederim ... Notları İçin ... :ok:

Kullanıcı avatarı
TombikBey
Acemi
Mesajlar: 54
Kayıt: 21 Nis 2018, 20:15

Re: tarih 1 ders notlarım!!

Mesaj gönderen TombikBey » 28 Nis 2018, 22:06

Jezxy yazdı: 28 Nis 2018, 21:52 Çok Teşekkür Ederim ... Notları İçin ... :ok:
Ben teşekkür ederim hocam :)

Şeymax
Çırak
Mesajlar: 26
Kayıt: 21 Mar 2024, 22:58

Re: tarih 1 ders notlarım!!

Mesaj gönderen Şeymax » 22 Mar 2024, 15:13

İşime yaradı, teşekkürler.

Cevapla

“Tarih” sayfasına dön