Bazen genç kızlarla eğitimlerimiz oluyor. Eş adayında aradıkları özellikleri soruyorum. “İyi bir mesleği olsun, yakışıklı olsun, dindar olsun, kadın ruhundan anlasın, odun gibi olmasın, ahlakı güzel olsun, iyi bir ailesi olsun, evi olsun, arabası olsun…”
En az beş kriter istiyor kızlar. “İyi, tamam. Pek siz bunları istiyorsunuz da sizde neler var? Siz neler vereceksiniz ona? Siz iyi bir eş olma hususunda bir kadın olarak ona neler sunacaksınız?” diye sorduğumda genellikle şaşırıyorlar. O güne kadar bu soruları kendilerine hiç sormamışlar. Oysa bu soruları sormak ve cevaplamak lazım.
Bu erkekler için de geçerli. Eş adayında aradıkları özelliklere karşı kendilerinde neler var? Onlar evlilik için ne sunacaklar?
Tabii sadece bekarlar değil; evli çiftler de bu soruları kendilerine sormalı. Çünkü kişi eğer mutsuzsa, eşinin yaptıklarından ya da yapmadıklarından dolayı mutsuz olduğuna inanıyor çoğunlukla. Kendi neleri yaptığını ya da yapmadığını sormak çok kişinin işine gelmiyor. Kendi eşinin yaptığı kadar yaptı mı, verici oldu mu, bunları düşünen az.
Aldığımız zaman mutlu olacakmışız gibi bir şartlanmışlık var çoğumuzda. Oysa Yaradan, insanı aldığı kadar değil, verdiği kadar, başkalarını mutlu ettiği kadar mutlu olmak üzerine programlamış. Almakta hırs vardır genellikle ve hep daha fazlası istenir; bu yüzden de insan aldığında doyasıya bir mutluluk yaşayamaz, hep bir eksiklik hisseder.
Oysa vermekte fedakarlık vardır ve verici olduğunuzda karşınızdakinin mutluluğu size de sirayet eder, bu daha tatlı bir mutluluktur. Gerçek mutluluk verebilmektedir. Bu yüzden “eşim beni mutlu etsin” diye beklemek yerine, eşinin sevdiği şeyleri yapıp onu sevindirmek ve sevinci paylaşmak muhabbet için daha doğru bir adımdır.
Yalnız verici olurken dikkat edilmesi gereken bir kaç husus vardır. Birincisi karşıdakinin verici olmasına engel olmamak. Hep siz verdiğinizde eşinizi almaya alıştırır ve bencilleştirirsiniz. O da verici olmanın mutluluğunu yaşamalı. Buna müsade etmeli ve kapı açmalısınız. (Çocuklar için de geçerli. Küçük yaştan itibaren onlar da aileleri için bir şeyler yapma mutluluğunu tatmalılar. Hep anne-babadan almaya alışmamalılar.)
İkinci önemli husus ise yaratılışınıza uygun bir vericilik içinde olmanız. Kapasiteyi zorlamamak lazım.
Mesela kadın evin bütün yükünü yüklenmiş; hem ev işi, hem çocukların bakımı hem onların eğitim işi (çocukların anneliğini de babalığını da kadın yapıyorsa) hem alışveriş, hem dışarının işleri, yani kadın hem erkek hem kadın işlerini üstlenmişse, erkeğin aile reisi olarak yaptığı bir tek para kazanmaksa orada ciddi bir problem var demektir.
Ya da erkek hem dışarıda çalışıp hem de evde sürekli ev işi yapıyorsa, karısının işlerini de üstlenmişse orada da ciddi problem var demektir.
“Olsun ben her şeyi yaparım” demek eşinizi bencilleştirmekten ve tembelleştirmekten başka bir işe yaramaz. Bu yüzden verici olmalı fakat ölçüleri yaratılış özelliklerini göz önünde tutarak belirlemeliyiz.
Üçüncüsü, gerektiğinden fazla verici olur, onun sorumluluklarını da alırsanız, eşiniz sizin davranışlarınız karşısında ezilir ve içten içe suçluluk duymaya başlar. Ezikliğini gizlemek ve suçluluk duygusunu örtmek için yaptıklarınızı beğenmemek gibi sizi incitmeye yönelik davranışlara yönelebilir. Bu yüzden iyilikte de itidal gereklidir.
Evlilikte de hayatta da mutlu olmaya odaklanmak insanı mutsuz eder. Herkes yapması gereken işleri yapar, sorumluluklarının bilincinde olur ve eşinden beklentilerini azaltıp, kendi yapması gerekenlere odaklanırsa aile saadeti için çok daha doğru bir yol olur.
Sema Maraşlı
Herkes Kendine Baksa (Evlilik Okulu 24. Ders)
Re: Herkes Kendine Baksa (Evlilik Okulu 24. Ders)
Bence çok doğru ve güzel bir yazı ben evliliğimde bunları uyguluyorum
Allah'a Şükürler olsun hiç sorunumuz yok.paylaşım çok güzel ablacığım teşekkür ederim
Allah'a Şükürler olsun hiç sorunumuz yok.paylaşım çok güzel ablacığım teşekkür ederim
Kredi:193
Dönem:8
<3mezun<3
Dönem:8
<3mezun<3
- rüfeyde
- Doçent
- Mesajlar: 1281
- Kayıt: 26 Eki 2013, 22:20
- Konum: 8.dönem 193 kredi ile mezun sanırım :D
Re: Herkes Kendine Baksa (Evlilik Okulu 24. Ders)
kesinlikle çok değerli bir paylaşım çok teşekkür ederiz
Gülene neden gülüyorsun diye sorulmaz; ama ağlayana neden ağladığı sorulur.
Sen de dualarında ağla ki, Rabbin sebebini sorsun!
Sen de dualarında ağla ki, Rabbin sebebini sorsun!
Re: Herkes Kendine Baksa (Evlilik Okulu 24. Ders)
beğenmenize sevindim kızlar
bende kendi adıma çok ders alarak okudum
bende kendi adıma çok ders alarak okudum
Hayat seni güldürmüyorsa espriyi anlamadın demektir.
Re: Herkes Kendine Baksa (Evlilik Okulu 24. Ders)
Bende beğendim.
- Dersatatürk
- Uzman Doktor
- Mesajlar: 606
- Kayıt: 07 Oca 2014, 23:42
- Konum: Mezun
Re: Herkes Kendine Baksa (Evlilik Okulu 24. Ders)
Bazen genç kızlarla eğitimlerimiz oluyor. Eş adayında aradıkları özellikleri soruyorum. “İyi bir mesleği olsun, yakışıklı olsun, dindar olsun, kadın ruhundan anlasın, odun gibi olmasın, ahlakı güzel olsun, iyi bir ailesi olsun, evi olsun, arabası olsun…”
Hakikatten böyle insanlar var mı ? Evlilik eşinle yeni bir hayat ''kurmak'' . Eşinin hayatına girmek değil ki . Oh ne güzel armut düş ağzıma düş , herhalde bu arkadaşlar TV kanallarındaki saçma sapan dizileri izleyip hayallere kapılıyorlar . Güzel bir konuya değinmişsin Bluberry .
Hakikatten böyle insanlar var mı ? Evlilik eşinle yeni bir hayat ''kurmak'' . Eşinin hayatına girmek değil ki . Oh ne güzel armut düş ağzıma düş , herhalde bu arkadaşlar TV kanallarındaki saçma sapan dizileri izleyip hayallere kapılıyorlar . Güzel bir konuya değinmişsin Bluberry .
- Köylü Kızı
- Onursal Üye
- Mesajlar: 4323
- Kayıt: 15 May 2014, 15:43
Re: Herkes Kendine Baksa (Evlilik Okulu 24. Ders)
gerçekten güzel sıralamışsın
bence çoğu kız öyle düşünüyor,
ben hariç
bence çoğu kız öyle düşünüyor,
ben hariç
Re: Herkes Kendine Baksa (Evlilik Okulu 24. Ders)
bu kriterleri sadce evde ayaklarını uzatıp dizi izleyen kızlar istemiyor çoğu eğitim almış kızlar istiyor malesef olay buDersatatürk yazdı:Bazen genç kızlarla eğitimlerimiz oluyor. Eş adayında aradıkları özellikleri soruyorum. “İyi bir mesleği olsun, yakışıklı olsun, dindar olsun, kadın ruhundan anlasın, odun gibi olmasın, ahlakı güzel olsun, iyi bir ailesi olsun, evi olsun, arabası olsun…”
Hakikatten böyle insanlar var mı ? Evlilik eşinle yeni bir hayat ''kurmak'' . Eşinin hayatına girmek değil ki . Oh ne güzel armut düş ağzıma düş , herhalde bu arkadaşlar TV kanallarındaki saçma sapan dizileri izleyip hayallere kapılıyorlar . Güzel bir konuya değinmişsin Bluberry .
Hayat seni güldürmüyorsa espriyi anlamadın demektir.
Re: Herkes Kendine Baksa (Evlilik Okulu 24. Ders)
evet düşünüyoruz buna bende dahil hani yalan yok odun olmasınhtc-directioner yazdı:gerçekten güzel sıralamışsın
bence çoğu kız öyle düşünüyor,
ben hariç
bir takım şeylerde istenebilir aynı kültürden olmak gibi ama aşırı lükse dönük istekler senin evde kaldığının resmidir
ama tabii tüm evlenemeyen insanlara bu genellemeyi yapamayız
Hayat seni güldürmüyorsa espriyi anlamadın demektir.